KURUMSAL
SON DUYURULAR
FİKİR EMANET VE SANCAK DERNEĞİ OLAĞANÜSTÜ SEÇİMLİ GENEL KURULU ÇAĞRISI
04 Ekim 2025
Dr. Rıza Nur'un HAYAT VE HATIRATIM isimli eseri
04 Haziran 2025
BAKIRKÖY ADLİYESİNDE FESDER OLARAK KATILIM GÖSTERDİĞİMİZ BERAATLA SONUÇLANAN 5816 DAVASI
15 Nisan 2025
5 Nisan Dünya Avukatlar Günü Münasebetiyle
05 Nisan 2025
Dernek başkanı Hatice BOZDEMİR " Devletimizin Yanındayız" mesajı
26 Mart 2025
Akman Akar Yazarın Tüm Yazıları
Hicaz Demiryolu: Abdülhamid Han’ın ümmet vizyonu ve İttihatçı İhanetin çöpe attığı miras
Bir vizyonun doğuşu
1 Eylül 1900’de, Sultan II. Abdülhamid, tarihe altın harflerle geçecek bir adım attı: Hicaz Demiryolu’nun temeli atıldı. Bu proje, sıradan bir ulaşım hamlesi değildi; ümmetin kalbine İstanbul’dan uzanan bir köprüydü.
Şam’dan başlayıp Medine’ye kadar uzanan hat, sadece yolculuğu kolaylaştırmak için değil, Osmanlı’nın Hicaz üzerindeki siyasi, dini ve kültürel hâkimiyetini perçinlemek için tasarlanmıştı. En önemlisi de, hac yolculuğunu aylar süren çileli bir serüvenden birkaç günlük güvenli bir yolculuğa çevirecek olmasıydı.
Ümmetin bağışlarıyla yükselen bir eser
Hicaz Demiryolu’nun bir başka benzersiz tarafı da finansman modeliydi. Osmanlı Devleti, bu projeyi yabancı bankaların ve emperyalist güçlerin faizli borçlarıyla değil, ümmetin dayanışmasıyla gerçekleştirdi. Hindistan’dan, Mısır’dan, Kuzey Afrika’dan, Kafkasya’dan Müslümanlar bağış kampanyalarına katıldı. Fakir köylüler ellerindeki birkaç kuruşu gönderdi, zenginler ise büyük yardımlarda bulundu. Rayların her bir metresinde ümmetin ortak duası ve alın teri vardı.
Açılış ve Stratejik Anlamı
1 Eylül 1908’de Medine’ye ulaşan hat, Sultan Abdülhamid’in doğum gününde açıldı. Bu tarih, sadece bir ulaşım zaferi değil, aynı zamanda ümmetin birliğini sembolleştiren bir gündü.
Hicaz Demiryolu: •Osmanlı askerî gücünü Arap Yarımadası’na ulaştırmada stratejik bir avantaj sağladı. •İngilizlerin Süveyş ve Basra üzerinden kurmak istediği hâkimiyete karşı güçlü bir cevap oldu. •Osmanlı’yı İslam dünyasının kalbiyle daha da bütünleştirdi.
İhanet ve çöküş
Ancak bu büyük vizyon, uzun ömürlü olamadı. Daha açılışın üzerinden bir yıl geçmeden, 1909’da İttihatçı teröristler ecnebi desteğiyle Abdülhamid Han’ı tahtan indirdiler.
Onun “ümmeti birleştiren” siyaseti yerine, Türkçü ve Batıcı bir anlayış ikame edildi.
Abdülhamid Han’ın kurduğu raylar, ümmeti birbirine bağlamak için döşenmişti. Lakin İttihatçılar, ümmeti parçalamak isteyen Batı’ya göz kırpınca, İngiliz planları hızla devreye girdi. I. Dünya Savaşı’nda İngilizlerin maşası Şerif Hüseyin isyan başlattı, hattı sabote etti, Müslümanların alın teriyle inşa edilen bu eser parça parça yok edildi.
Bugüne Mesajı
Hicaz Demiryolu, bugün bize iki ders bırakıyor:
1.Ümmet birleşirse, kendi kaynaklarıyla, kendi iradesiyle çöllere ray döşer, dağları deler.
2.İhanet ve bölünmüşlük olduğunda ise, en kutsal gayeler bile ecnebinin maşaları tarafından tahrip edilir.
Sonuç olarak
Sultan II. Abdülhamid’in Hicaz Demiryolu, yalnızca bir ulaşım projesi değil, ümmetin kalbine atılmış çelikten bir damardı. Onun vizyonu, İttihatçı ihanetle gölgelenmiş olsa da, tarihteki ihtişamını korumaktadır.
Bugün yapılması gereken, bu mirası unutmamak, ümmetin ancak birlik ve basiret ile yeniden ayağa kalkabileceğini hatırlamaktır.
Akman Akar

