LATEST ANNOUNCEMENTS

Dr. Rıza Nur'un HAYAT VE HATIRATIM isimli eseri
04 June 2025
FESDER Kadrosu ve gönüllüleriyle Yazar Ahmet Arıkan'ın 'Zavallı Kemalist' yazısıyla ilgili açılan 5816 davasına, FESDER Kadrosu gönüllüleri ve avukatlarımızla katılım sağladık. FESDER Misyonu gereği 5816 davalarına müdahil olma, müdaafa etme, verilen keyfi cezaları bozmak üzere üst mahkemelere iti
29 April 2025
5 Nisan Dünya Avukatlar Günü Münasebetiyle
05 April 2025
http://analiztarih.blogspot.com
01 April 2025
13 Temmuz Basın Açıklaması
13 July 2021
Ahmet ARIKAN Yazarın Tüm Yazıları
ZAVALLI KEMALİST
Zavallı Kemalist, kafası az çalışan biridir; ömrü boş bir yalana iman etmekle geçmiş, gerçeklerden bihaber bir zavallıdır. Sahte kahramanlar ve yalan destanlarla örülmüş bir dünyanın sadık müdavimidir.
Milyonlarca şeyi bilmeden yaşar ama bilmediği en önemli şey; tarihte hiçbir devletin ve milletin yoktan var olmadığı, kendinden önceki bir devletin ve milletin devamı olduğu gerçeğidir. Çünkü o, yoktan var olmuş şanslı bir milletin seçkin ferdi olduğu yalanına iman etmiştir.
Zavallı Kemalist, 1919'da İngilizlerin müthiş planı ile Yunanlıların Anadolu’ya çıkartılmalarının ardından yine İngilizlerin vizesi ve kontrolü ile Anadolu’ya gönderilen Osmanlı subay heyetinin Ankara’da kurduğu üçüncü sınıf dünya devletini yeryüzü cenneti sanır.
Osmanlı’nın adından, medeniyetinden ve her şeyinden tiksinir. Bu haliyle dedesinin sarayına küfrederken gecekonduda yaşayan müflis bir varoş mirasyedisine benzer.
Özgüveni neredeyse yoktur. Avrupalı ya da Amerikalı birinin yanında bir böcek kadar değersiz olduğunu düşünür. Çocukluğundan beri kendisine enjekte edilen Kemalizm virüsü sayesinde müfredat, Batılıların her konuda üstün olduğunu beynine kazımıştır.
Zavallı Kemalist, tüm hayatını doğulu olduğuna dair fikri bastırmakla geçirir. Doğululardan nefret eder, onlardan tiksinir; kendini Batılı zanneder ama değildir. Bu utanç, hayatı boyunca karanlık bir gölge gibi onu takip eder.
Devletin daha çocukken kendisini hapsettiği hücreden dünyayı seyreder. Ona göre kendisine benzemeyen herkes; hain, gerici, yobaz, satılmış ve şerefsizdir.
İncir çekirdeğini doldurmayacak bir muhakeme gücüne sahiptir. Kendisine anlatılan her yalana kayıtsız şartsız iman etmiştir. Tarihi farklı bir şekilde okuyarak devletin yalanlarına inanmayan insanları küçümser.
Gerçeği fark eden insanlara hakaret ederek kendisinin daha üstün biri olduğu hissine tutunur. Bu sahte gururla ayakta durur ve sadece kendisi gibi düşünen Kemalistlerin arasında huzur bulur.
Yalnız kaldığında, ihanete uğramış bir azınlığın onurlu üyesi olduğunu düşünerek kederlenir. Kafasının içinde oluşturduğu hayali hainlerle kavga eder durur.
Bu karikatür tipin en çok benzediği insan tipi, Çiftlik Bank yalanına inanıp dolandırılan akılsızlardır. Onlar da bir yalana inanarak tüm varlıklarını ve hayatlarını heba etmişlerdir. Zavallı Kemalist de aynı kaderi paylaşır.
Tek fark; dolandırılan akılsızlar bunu bir utanç vesilesi sayıp sessizce sineye çekerken, zavallı Kemalist çevresine saldırarak başkalarını da bu yalana inandırmaya çalışır.
Artık bu zavallı Kemalistleri büyük laflarına bakarak ciddiye alma yanlışına düşmemek gerekir. Ellerinde ne istemedikleri fikirleri yargılayacak cinayet mahkemeleri ne de muhalifleri asacakları darağaçları kalmıştır.
Güçlerini ve devlet kadrolarındaki ağırlıklarını kaybedeli çok olmuştur. Bugünkü halleriyle, zamanında katlettikleri insanların kurumuş kanları ellerinde kalmış, yaşlı ve dişsiz bir canavara benzemektedirler.
Bu tipler, iktidarsızlıkları artık çenelerine vurmuş, ülkenin bugününde ve yarınında hiçbir yeri olmayan yarı fosil yaratıklardır.
Kendilerine 1923’te kurulduğu söylenen o modern ve müreffeh ülkeye bir kez bile rastlamadan tüm ömürlerini tüketmişlerdir. Kendilerine yalan söylendiğini anlamadıkları için, dolandırıldığını fark etmeyen Çiftlik Bank mağdurları gibi, asıl hırsızın kim olduğunu bilemeden herkesle kavga ederek yaşayıp gitmektedirler.
Neyse ki bu fosil tiplerin toplumdan tamamen silinmesine az kaldı. Nasıl ki bugün dünyada Stalin’ciler, Çavuşesku’cular, İdi Amin’ciler kalmadıysa, bu ülkede de yakın zamanda bu tiplere dair bir iz kalmayacak.
Ve o zaman bu patolojik tiplemeleri sadece gülerek ve acıyarak hatırlayacağız.