LATEST ANNOUNCEMENTS
FİKİR EMANET VE SANCAK DERNEĞİ OLAĞANÜSTÜ SEÇİMLİ GENEL KURULU ÇAĞRISI
04 October 2025
Dr. Rıza Nur'un HAYAT VE HATIRATIM isimli eseri
04 June 2025
FESDER Kadrosu ve gönüllüleriyle Yazar Ahmet Arıkan'ın 'Zavallı Kemalist' yazısıyla ilgili açılan 5816 davasına, FESDER Kadrosu gönüllüleri ve avukatlarımızla katılım sağladık. FESDER Misyonu gereği 5816 davalarına müdahil olma, müdaafa etme, verilen keyfi cezaları bozmak üzere üst mahkemelere iti
29 April 2025
5 Nisan Dünya Avukatlar Günü Münasebetiyle
05 April 2025
13 Temmuz Basın Açıklaması
13 July 2021
Akman Akar Yazarın Tüm Yazıları
Bir zamanlar hatırlamak şerefti.
Bir zamanlar bu topraklarda insanlar, geçmişini bilmeden yaşamanın eksiklik olduğunu bilirdi. Atalarının kim olduğunu sormak bir merak değil, bir haysiyet meselesiydi. Çünkü tarih, bize sadece “ne oldu”yu değil, “biz kimdik” sorusunun cevabını da verirdi. Sonra bir sessizlik çöktü bu ülkenin hafızasına. Okullarda çocuklara başka kahramanlar öğretilirken, gerçek kahramanlar susturuldu. Köylerin isimleri değişti, türbeler kapandı, mazimiz “gericilik” diye damgalandı. Bize biz olmayan bir tarih, biz olmayan bir kimlik giydirildi.
Bir milletin hafızası kaybolduğunda, yönü de kaybolur.
Biz, yüzyıllar boyunca yönünü doğudan alan bir medeniyetin çocuklarıydık. Fakat bir dönem geldi, o doğuya sırt dönüp batının taklidine yöneldik.
Zannettik ki kurtuluş oradadır.
Oysa kaybettiklerimiz, bize sahip olduklarımızı fark ettirdi ve işte şimdi, yeniden hatırlamanın vaktidir.
Diriliş, büyük nutuklarla değil, sessiz bir fark edişle başlar. Bir baba evladına “biz kimiz” demeye başladığında, bir genç atalarının duasını öğrenmek istediğinde, bir kadın, “bu bayrak neyi temsil ediyor” diye anlattığında diriliş başlamıştır.
Diriliş kalpte başlar
Diriliş, bir emrin, bir sloganın, bir partinin işi değildir.
Diriliş, kalpten kalbe geçer. Köksüzlüğün yerine illiyeti, taklidin yerine aslı koymakla başlar. Çünkü unutan millet yok olur; hatırlayan millet dirilir.
Biz hatırlıyoruz.
Mazimizi, medeniyetimizi, Rabbimizi…
Artık susturulmuş sesler yeniden duyuluyor, unutturulmuş hakikatler yeniden dile geliyor.
Son Söz:
Bizim hikâyemiz kinle değil, imanla yazılır.
Ne yıkarak başlar, ne de korkuyla biter. Sabırla, vakar ile, yeniden doğrulmayla yazılır. Bu toprakların hikâyesi budur. Küllerin altından doğan, secdeden doğrulan bir milletin hikâyesi.

