LATEST ANNOUNCEMENTS

Dr. Rıza Nur'un HAYAT VE HATIRATIM isimli eseri
04 June 2025
FESDER Kadrosu ve gönüllüleriyle Yazar Ahmet Arıkan'ın 'Zavallı Kemalist' yazısıyla ilgili açılan 5816 davasına, FESDER Kadrosu gönüllüleri ve avukatlarımızla katılım sağladık. FESDER Misyonu gereği 5816 davalarına müdahil olma, müdaafa etme, verilen keyfi cezaları bozmak üzere üst mahkemelere iti
29 April 2025
5 Nisan Dünya Avukatlar Günü Münasebetiyle
05 April 2025
http://analiztarih.blogspot.com
01 April 2025
13 Temmuz Basın Açıklaması
13 July 2021
Av. Yunus ARİ Yazarın Tüm Yazıları
Ekonomik Bağımsızlık, Medya Gücü ve Yerli Sermaye: Üç Aşamalı Diriliş Planı
Tarih boyunca sermaye gücünü eline geçiren toplulukların, yalnızca ticareti değil; kültürü, sanatı, siyaseti, hatta toplumların ahlaki yapısını şekillendirdiğini gördük. Bu duruma en belirgin örnek Yahudi lobileridir. Ekonomik gücü elde ettikten sonra, medya ve siyaset alanlarında lobi faaliyetleriyle tüm dünyada etkin roller üstlendiler. Bugün küresel sermayenin, sinema ve televizyon sektöründen tutun da moda, gıda ve ilaç sanayisine kadar her alanda belirleyici olduğu bir gerçektir.
Peki bizler ne yapmalıyız?
Bu sorunun cevabı, üç aşamalı bir yeniden diriliş stratejisinde saklıdır:
1. Ekonomik Bağımsızlık
Öncelikle milletçe ekonomik bağımsızlığımızı tesis etmek zorundayız. Bu; yerli üretime öncelik vermek, faiz ve tüketim ekonomisine karşı tasarrufu ve üretimi teşvik etmekle mümkündür. Küçük üreticiden büyük sanayiciye kadar herkesin bu bilinçle hareket etmesi elzemdir.
2. Milli Medya Gücü
İkinci adım, güçlü ve bağımsız bir medya yapılanmasıdır. Hakikati dile getiren, milli değerlerimizi yaşatan, manipülasyonlardan uzak bir medya gücü inşa etmek zorundayız. Bu medya; halkın bilinçlenmesini sağlayacak, yerli sermayeye destek olacak ve kültürel yozlaşmaya karşı duracaktır.
3. Sermaye İttifakı ve Halka Açılım
Üçüncü adım ise sermayenin büyütülmesidir. Burada örnek bir strateji söylemek gerekirse : Yerli bir market zincirine ortak olunur. Ancak bu ortaklık öncesi, bu market zincirinin asla Siyonist destekli ürünleri satmayacağına dair yazılı bir mutabakat sağlanır. Ardından bu zincir borsaya açılarak halka arz edilir. Milli medya aracılığıyla bu süreç kamuoyuna duyurulur: “Yerli ve milli market zinciri halka açıldı!” denilerek halktan destek istenir.
Bu çağrıyla milyonlarca insan gönüllü yatırımcıya dönüşür. Kısa sürede Türkiye genelinde yüzlerce şube açılır. Siyonist markaların tekeline karşı yerli bir güç oluşur. Hem üretici kazanır hem tüketici hem de ülke ekonomisi.
Sonuç Olarak: Ekonomik bağımsızlık olmadan tam bağımsızlık mümkün değildir. Medya gücü olmadan halkı bilinçlendirmek imkânsızdır. Sermaye birliği kurulmadan piyasada söz sahibi olunamaz. Gelin bu üç sacayağını birlikte inşa edelim. Geleceğimiz, kendi ellerimizdedir.