LATEST ANNOUNCEMENTS

Dr. Rıza Nur'un HAYAT VE HATIRATIM isimli eseri
04 June 2025
FESDER Kadrosu ve gönüllüleriyle Yazar Ahmet Arıkan'ın 'Zavallı Kemalist' yazısıyla ilgili açılan 5816 davasına, FESDER Kadrosu gönüllüleri ve avukatlarımızla katılım sağladık. FESDER Misyonu gereği 5816 davalarına müdahil olma, müdaafa etme, verilen keyfi cezaları bozmak üzere üst mahkemelere iti
29 April 2025
5 Nisan Dünya Avukatlar Günü Münasebetiyle
05 April 2025
http://analiztarih.blogspot.com
01 April 2025
13 Temmuz Basın Açıklaması
13 July 2021
Hasan Karademir Yazarın Tüm Yazıları
Canon. (İngilizce): İlâhi kanun. Kanun, nizâm, miyar, kriter: 110.
Ayn: Da'va cetvelinde Allah'ın Ali-Yüce ismine tevafuk eder: 110.
Medlul: Delâlet olunan. Mânâ. Meâl. Mefhum. Bir kelime veya işaretten anlaşılan: 110.
Müsebbih: Allah'ı tesbih edip, anan: 110. Mahbes: Hapishane: 110.
(Ölüm Odası B-Yedi GİRİŞ, syf. 543)
İslâm'a Muhatab Anlayış şuurunu öğrendikçe Saadettin Ustaosmanoğlu'nun sohbetindeki bir cümle tırmaladı aklımı: “İnsan bildikçe âmeli sorumluluğu artar.” Kumandan'ın Ölüm Odası'ndan bir ebced hesabı paylaştım ve ilk gördüğümde 5816 sayısı verilen kanunla muhasebesini yaptım... İlâhi (...) Kemalistlerin altını çizdiği benim üstünü çizdiğim mefhum.. Allâh-Âli manâsı akla ziyân! Rasulullâh Efendimiz'in ismini kullanmaktan imtinâ eden kokarcayı düşününce üstünü çizdiğim bir cümle daha... Delâletten çok dalâlet olunan bir manâ vardı karşımda. Allâh'ı tesbih etmenin mücadelesini bir yana, Allâh'ı mücadele edenin hapse atıldığı bir kanun...
Bu muhasebeden sonra söz Üstâd'da: “Allâh'a itaât etmeyene itaât edilmez!” Evvelâ ölçü ve anlayışın mahiyetini bilmek ve ona göre ilerlemek lazım... Bütün mesele ve ölçü ise kâfir düzen içinde Müslümana yer gösterme ile, Müslüman bir düzende kâfire yer gösterme davasıdır... Bugün ecdâdımızdan gördüğümüz-duyduğumuz ecnebi sadakât şuurunun timsâllerini hatırlayın.. Bir de bugün Ya büsbütün tahsilsiz, yahut diplomalı cahil.. Onbaşı kültürlü.. Ağızdan kapma, manası bilinmez tabirlerin işportacı münadisi.. Yüzü nursuz, gözleri boş.. Gülümseyişi zehirli.. Dili kurbağaca.. Arkasında düzen himayesini gördüğü ve kendisini emniyette hissettiği zaman Müslümana ve İslami değerlere saldırma da kurt köpeği.. Soylu bir tavırla karşılaşınca da tavşan.. Uykuları deliksiz.. Hazım ve tenasül cihazları işlek.. İnandığı "lâik devlet"... Kemâliyle o*pu ve p***nk'lerin, alnı secdeye değenlere yaptıklarını, gösterdikleri şuur muvazenesini.. Kendi muvazenelerinde nefs muhasebesinin yoksunluğunu öylesine hissedersiniz ki, dünyevi ittibâda uhrevi nefs yok olur gider... Bilhassa eksikliği hissedilmeyen mes'ele zıddıyla kâimdir yani TAMdır.
Vesvese yâhut kıvılcımı manâsına gelen hatarât dahi “imânın kemalinden” iken, vesvesenin mâhiyet ve şükrünü siz düşünün! Batı'nın buhranı ise tam bu noktada çıkıyor karşımıza.. Kemalizm'in buhranı demek daha doğru! Eşi vefât eden amânın verdiği cevap misâli eninde sonunda düşecekleri o dipsiz kuyu! Biraz daha gerçekçi bir bakış ile: Bir sinek ile son bulacak bir Nemrud'un çırpınışları! Küfrün kaynağını bilemeyen gerçekten imân etmiş olamaz sırrı gereğince kâfirin buhranı bilmemekten de öte 'görmemek'te... Kendi ayağına sıktıktan sonra çektiği acıyı 'çile' sayan idrâk yoksunlarının buhranına şaşırmakta zor.. “her şeye sahtesi musallat ya!”
Bir rüyâ ve hayâl aleminde oyuncak olunan ideolocyalar, çobansız sürülerin bir başı mâmur hareketi ve koyun postu ile sürüye dadanan kurt misâli bir tasvir var önümüzde... Tasvire karşı bir aksiyon olarakta söz ve davet Üstâd’dan: “Soframıza açlığı doyuranlar buyursun!...”
Karaciğerinden sancılı ama beyninden acısız, çilesiz o meymenetsiz suratların sığınağı! Cumhuriyet denilen fikirsizlik-kültürsüzlük ve hareketsizlik 'hareketinin' ötenâzi misâli aşıladığı çilesizlik ile hissizleştirilmeye çalışılan bir nesil... Hissin hissizleşmeye âlet edildiği, kanların ise yavaşça vücuda empoze edilen cehennem ateşi şırıngası ile çekildiği ve fıtratın yok edildiği cumhuriyet! Ruh ve mana köklerimizin kuruduğu ve kuruyan ağaçların çiğ-zehirli meyvelerini mazlum millete yedirten, meyve çekirdeklerinin ise Cumhûriyet şırıngası ile kök saldığı o 'çobansız sürü' misâli ölçüye sahip bir fikir...
Söz Kumandan'da: “(...)
savaşırken habersizdiler
yılan koyunlarında
savaşırken habersizdiler
savaşsız esir düşeceklerine
ve savaşırken habersizdiler
ihanete uğrayacaklarından...”
.” (Şiir... Allâh'ı arama sanatı... Arayan her dâim bulamayabilir ama bulan her dâim arayandır! İnsan neyi aradığının kıymetini bilmediği vakit, ne bulduğunun değerinden habersiz...)
(Kaptan Kusto'nun yer altında bulduğu şuur nisbeti ile Neil Armstrong'un 'Uzayda Allâh'a rastlayacak delil göremedim' kabilindeki körlüğü nisbeti!...)
Bu şırınganın en son enjektesi Fethullahçı Kemalizm idi... O fitnede gitti, bitti... Şeyh Mehmed Adil El-Hakkani Hazretleri'nin deyimi ile 'KIRK DECCALDEN BİRİ' olan Fethullah ve deccâliyet-süfyâniyet çağının mücerret fikri (!) ...
Müslüman gençliğe son mesajımda yine Üstâd'dan: “Tohum saç, bitmezse toprak utansın! Hedefe varmayan mızrak utansın!”
Hasan Karademir